Internet'deki bilgi zaten yeteri kadar çoktur. Önemli olan kimin bunu
daha hızlı sağlayabileceğidir.
Bilginin aşırı dozda olması, eksik bilgi kadar yararsızdır.
İçeriği hazırladıktan sonra, konuya uzak birinden yazıyı incelemesini
rica edin. Gerekirse, ifadelerinizi basitleştirin.
Paragraf başına
bir fikirden fazlasını sunmayın. İlk birkaç cümlede sıkılan
okuyucu, diğer paragrafa atlarsa, bütün fikri kaçırmamalıdır.
Proje, rapor, ödev, ders kapsamı, ürünler, kütüphanedeki kitaplar vb.
her tür listeyi önce basit haliyle, gerekirse detayları da
görülebilecek şekilde hazırlayın.
Her tür yazı için önce bir taslak çerçeveyle işe başlayın. Mantık
zinciri yanlış kurulursa, yazdığınız herşey çöpe atılacaktır.
Uzun cümlelerden kaçının. Hem sizin dilbilimi hatası yapmanız,
hem de kullanıcının cümlenin sonuna geldiğinde başını unutması
kaçınılmaz olur.
"Kim, ne, ne zaman, nerede"
Gazetecilerin yüzyıldır işlerine yarayan bu prensip, sizinkine niye
yaramasın?
Sayfalarınız bu soruların - en azından uygulanabilir - olan hepsine
cevap vermelidir. Kim sorusuna sayfa
yazarı, ne sorusuna anlattığınız
konu, ne zaman sorusuna kavramın
zaman çerçevesini, nerede sorusuna da
yan olayları veya ortamı vererek işe başlayabilirsiniz.
Hedef kitlesinin sorabileceği soruları önceden kestirmeye çalışın.
Daha soru sorulmadan cevaplarınız hazır olsun.
Mikroiçerik
Kullanıcının ilgisini çekmek için çok ince bir çizgimiz var.
Başlıklar, bağlar ve sayfa başlığı kullanıcının sayfayı taraması sırasında
ilk göze çarpan maddelerdir. Bunların kötü seçimi, kullanıcının sayfayı
taramayı bile bitirmemesine neden olabilir.
Yanıltıcı ve klişeleşmiş kelimelerden kaçının. Konu satırında $$$,
XXX, Büyük fırsat vb. geçen e-postaların hemen silinmesi gibi,
kullanıcı da hemen Geri tuşuna
basabilir.
"... için tıklayınız ..." kalıbından vazgeçiniz. Bağı cümle içinde
kullandığınız en yakın sözcük grubundan veriniz.
Bölüm başlıklarınızın arama motorları tarafından kullanılabileceğini,
bağlarınızın masaüstüne sürüklenebileceğini, sayfa başlığınızın da
"Bookmark" edilebileceğini unutmayın. Siz ne seçerseniz, kullanıcı
onu görecektir.
Niçin eski dosyalarınızı çöpe atıp sunduğunuz kaynakları azaltasınız?
Yeniden değerlendirin.
Sitenizde yeriniz varsa, yazışmaların, tartışma listelerinin,
yazılımın farklı sürümlerinin vb. bir arşivini sitenizde tutun.
Bu kaynaklar tekrar işe yarayabilir.
Sitenize yeni bilgi eklediğiniz zaman bunu eski dosyaların üzerinde
oynamak yerine, yeni dosyalar yaratarak ekleyin. Bunun istisnaları,
gazete ve tv gibi medyaların ana sayfaları ya da sürekli değişen
istatistikler olabilir. Ancak, bu gibi durumların dışında, bırakın
sayfalarınıza dışarıdan verilen bağlar sizin lehinize çalışsın.
Arşiviniz yoksa, arama motorlarından sitenize gelenler, aradıkları
kelimenin sayfada hiç geçmediğini farkettikleri anda hayal
kırıklığına uğrarlar.
Terminolojinizi verin
Türkçe'deki karşılıkları benimsenmemiş kelimeler ya da anlaşılmaz
kısaltmaları (acronyms) açıklaştırın.
Yeni teknolojiler hakkında özgün dili dışında yazılan metinlerin
genel sorunu, terminolojinin o dile tam olarak aktarılmamış
olmasıdır. Kullanıcıyı içeriği anlamak yerine acronym'leri
çözmeye zorlamayın.
Eğer bu tip bir kısaltma ya da terimi ilk defa kullanacaksanız,
bir sözlüğe, diğer kaynaklarda nasıl kullanıldığına bakın. İyi bir
karşılık bulabilirseniz onu kullanın.
Sayfa içinde diğer bir dilde kelime kullanmak zorunda kalırsanız
onu farklı bir yazıtipiyle yazın ve mümkünse anlamının
öğrenilebileceği bir bağ verin. Ayrıca, kısaltmaların ilk geçtikleri
yerde, açık hallerinin yazılması da tavsiye edilir. Örneğin:
Belge Türü Tanımlaması (Document Type Definition - DTD) gibi...
Terminolojinin kapsamı, hedef kitleniz tarafından belirlenir. Eğer
Web sayfaları hazırlamaktan bahsediyorsanız, HTML'i açmanız gerekir,
ancak (Web üzerinden) E-ticaret'den bahsediyorsanız, artık HTML gibi
en temel kavramlar yerine, veri tabanlarını veya 3-katmanlı yapıları
açıklamanız daha uygun olacaktır.
Bağlarınız sade ve az olsun
Sayfalar taranırken göze ilk çarpan elemanlardan biri
hiperbağ (hyperlink)'dır.
Metin içinde birbirine yakın yerlerde bağ kullanmaktan kaçının.
Bu kullanıcıda bilgi taşması ve kararsızlık yaratabilir. Aynı cümle
içindeyse, farklı yerlere bağlar vermekten özellikle kaçının.
Bunun bir istisnası, standartlar (ISO vb.) gibi sık miktarda çapraz-bağa
gereksinim duyan metinler olabilir.
Bağlarınızı anlamlı kelimelerden veriniz. Bu şekilde kullanıcı
cümlenin tamamını bile okumasa gitmek istediği yeri kestirecektir.
Örneğin: UlakNET hat durumlarını görmek için
buraya tıklayınız ...
yerine UlakNET hat
durumları sayfasında haber öbekleri ve ...