Açık kaynak kod etrafında yaşanan çatışmalarda dört ana tür sayabiliriz:
Bir proje hakkında kalıcı kararları kim verebilir?
Kim, ne için suçlanır veya hakkı teslim edilir?
Çabanın tekrarlanması ve hata ayıklamanın korsan sürümler tarafından zorlaştırılması nasıl en aza indirgenir?
Teknik olarak bakıldığı zaman Doğru Olan nedir?
``Doğru Olan Nedir'' sorusuna tekrar bakarsak, kaybolduğunu görürüz. Bu tür her sorunun ya herkes tarafından kabul edilebilir objektif bir cevabı vardır ya da yoktur. Eğer varsa, herkes kazanır. Eğer yoksa, ``kim karar verecek'' sorusuna dönüşür.
Bir çatışma çözümleme teorisinin bir proje için cevaplaması gereken üç problem (A) dizayn kararlarında kimin belirleyici olduğu (B) hangi katılımcıların, hangi katkılarına nasıl kredi verildiği, (C) bir proje grubu ve ürününün değişik kollara ayrılmasının nasıl engellendiği olmaktadır.
(A) ve (C) problemlerinin çözümünde mülkiyet geleneklerinin oynadığı rol aşikardır. Gelenek, proje sahiplerinin belirleyici kararları aldığını söyler. Daha önce de geleneğin mülkiyetin çatallanma yolu ile zayıflatılmasına karşı geldiğini göstermiştik.
Bu geleneklerin şöhret oyunu unutulsa ve hacker kültürü tamamen bir zanaatkarlık modeli doğrultusunda incelense dahi anlamlı kaldığını gözlemlemekte fayda vardır. Bu görüşe göre bu gelenekler şöhret ödüllerinin paylaşılarak azalmasından daha çok zanaatkarın kendi vizyonunu kendi seçtiği yönteme göre uygulama hakkı ile ilgilidir.
Fakat zanaatkarlık modeli (B) problemi ile ilgili bir çözüm getirememektedir -- kim, ne için kredi alacaktır (çünkü, şöhret oyunu ile hiç ilgilenmeyen bir zanaatkar için buna aldırış etmek gereksizdir). Bunları incelemek için Locke teorisini bir adım daha ileriye götürmek ve çatışmaları ve proje içinde ve projeler arasında mülkiyet haklarının uygulamalarına bakmak gerekmektedir.