Bu makalenin ilk sürümlerinden birisi şu araştırma sorusunu sormuştu: Topluluk, üyelerine gelenekleri ile ilgili nasıl bilgi ve eğitim verir? Gelenekler yarı bilinçli bir şekilde kendi başına anlaşılabilecek ve uygulanabilecek halde midir, başkalarının davranışları örnek alınarak mı öğrenilir, açık açık öğretilerek mi edinilir?
Açık açık öğretmeye, bugüne kadar kültürün normlarını izah eden açıklamalar pek mevcut olmadığından dolayı pek sık rastlanmaz.
Pek çok norm, davranış örneklemesi ile öğretilir. Basit bir örnek, her yazılım dağıtımının içerisinde README veya READ.ME adında bir dosya bulunması ve dağıtımı incelerken gerekecek ilk bilgilerin burada bulunması alışkanlığıdır. Bu alışkanlık 1980'lerin başından beri mevcut ve yaygındır, hatta bazen yazıda bahsedildiği bile olmuştur. Fakat bu alışkanlık genelde pek çok dağıtıma bakılarak elde edilir.
Bazı hacker gelenekleri ise, şöhret oyununun temel (belki de bilinçaltı) bilgisi edinildikten sonra kendi kendine uygulanabilir şekildedir. Pek çok hackera bu makalede bahsedilen üç tabunun öğretilmesi gerekmemiştir veya bu tabuların aşikar mı olduğu yoksa öğrenilmesi mi gerektiği sorusuna aşikar olduğu cevabını verirler. Bu olgu daha yakından incelenmelidir -- ve belki cevabını hackerların kültür hakkında nasıl bilgi edindikleri konusunu incelerken bulabiliriz.
Pek çok kültür, kültüre giriş mekanizması olarak gizli ipuçları (veya dini/mistik anlayışta `sırlar') kullanır. Bu sırlar yabancılara açıklanmaz fakat yeni başlayanların kendi kendisine bulması beklenir. Kabul edilebilmek için katılımcının sırrı anladığını ve bunu kültürün kabul ettiği şekilde öğrendiğini göstermesi gerekir.
Hacker kültürü bu tarz ipucu ve testleri yoğunlukla ve bilinçli olarak kullanır. Bu süreci en az üç seviyede görebiliriz:
Parola benzeri spesifik sırlar. Bir örnek olarak alt.sysadmin.recovery USENET haber grubu gösterilebilir. Bu haber grubuna haber yazabilmek için belli bir sır vardır, bu sırrı bilmeksizin haber yollayamazsınız ve sırrı bilmek, haber yollamaya yetkin olduğunuzun göstergesidir. Bu grubun üyeleri bu sırrı ifşa etmeye karşı kuvvetli bir tabuya sahiptirler.
Bazı teknik sırları haiz olabilmek için el verilmesi gereği. Bir katılımcının değerli bir hediye verebilmesi için oldukça yüklü miktarda teknik bilgiye (örn: en azından ana bilgisayar dillerinin birisinin bilinmesi) sahip olması gerekir. Bu gereklilik, gizli sırların küçük ölçekte yaptığını büyük ölçekte yapar ve kültür içinde etkin olabilmek için gereken kalite standardını belirler (örn. soyut düşünme yetisi, sebat ve esnek zeka).
Sosyal bağlam sırları. Kişi, kültüre belirli projelere katılarak girer. Her proje, potansiyel katılımcının etkin olabilmesi için teknik ve sosyal yapısını anlaması gerekeceği canlı bir hacker sosyal grubudur. (Somut olarak, bu genelde projenin Web sitesini ve/veya eposta arşivlerini okuyarak yapılır.) Yeni katılımcı, bu proje grupları yolu ile kıdemli hackerların davranış örneklemesini gözlemler.
Bu sırları edinme süreci sonunda, potansiyel hacker, (bir müddet sonra) üç tabuyu ve diğer gelenekleri `aşikar' kılan bağlamsal bilgiyi edinir.
Hacker hediye kültürünün kendisinin kendi ana sırrını oluşturduğu iddia edilebilir. Kültüre kabul işlemi (somut olarak: kimse sizden hacker olarak bahsetmez) şöhret oyununun içselleştirilmiş bir anlayışının ve bunun getirdiği gelenek, tabu ve kullanımların edinildiği gösterilmeden yapılmaz. Fakat bu herşey için geçerlidir; bütün kültürler kendilerine katılanlardan kendilerini anlamasını isterler. Dahası, hacker kültürü kendi iç mantığı ve adetlerinin gizli tutulması konusunda bir arzu göstermemektedir -- en azından bunları ifşa ettiği için kimse eleştirilmemiştir!
Bu makaleye cevap yazan pek çok kişi hacker mülkiyet geleneklerinin akademik dünya, özellikle de bilimsel araştırma dünyası uygulamalarıyla benzerlik taşıdığı (ve onlardan kaynaklanmış olabileceği) gözleminde bulunmuştur. Bu araştırma toplumu potansiyel olarak verim getirebilecek olan fikirlerden oluşan bölgeyi araştırmakta benzer problemler yaşar ve bu probleme getirdiği çözümler özellikle denklerin değerlendirmesi ve şöhret konularında önemli benzerlikler taşır.
Pek çok hackerın akademik dünya ile formatif yıllarında etkileşimi olduğu (üniversite yıllarında hackerlığa başlanmasına sık rastlanır) gözönüne alınırsa, akademik dünyanın hacker kültürü ile uygulamada benzerlikler arzetmesi bu geleneklerin nasıl uygulandığını anlamak konusunda incelemeye değer bir noktadır.
Hacker `hediye kültürü' ile benzerliklere akademik dünyada sık rastlanır. Bir araştırmacı tenür sahibi olduktan sonra yaşamsal meseleler konusunda düşünme ihtiyacı ortadan kalkar. (Tenür kavramının kendisinin, ``filozofların'' esas olarak vakitlerini araştırmaya hasredebilecek kaynakları olan zengin asiller olduğu daha eski bir hediye kültürüne dayanması muhtemeldir.) Yaşam kavgasının olmadığı bir durumda şöhret artırımı belirleyici hedef haline gelir ve akademik yayınlar ve diğer ortamlar vasıtası ile yeni fikirlerin ve araştırmanın paylaşılmasını teşvik eder. Bu olgu objektif açıdan işlevseldir çünkü bilimsel araştırma, tıpkı hacker kültürü gibi, `devlerin omuzlarında yükselmeye' dayanır ve temel prensiplerin tekrar tekrar yeniden bulunmaması gerektiğini savunur.
Bazıları hacker geleneklerinin, araştırma toplumunun geleneklerinin bir yansımasından ibaret olduğunu savunmuş ve bu geleneklerin (genelde) bireysel hackerlar tarafından araştırma toplumunda edinildiğini söylemişlerdir. Bu, sadece hacker geleneklerinin zeki lise öğrencileri tarafından bile öğrenilebildiğini gözlemlemekle ispatlanabileceği gibi, bir abartma olsa gerektir!