Bilgisayarınıza Güvenebilir Misiniz?
Yazan: Richard M. Stallman
Çeviren: Doruk Fişek
<dfisek (at) fisek.com.tr>
Hazırlayan: Deniz Akkuş
<deniz (at) belgeler.org>
Ocak 2003
Bilgisayarınız emirlerini kimden almalı? Çoğu insan kendi bilgisayarının
başkalarına değil kendisine itaat etmesi gerektiğini düşünür. "Güvenilir
bilgi işlem" adı verdikleri bir planla büyük medya kuruluşları (film ve
müzik firmaları dahil), Microsoft ve Intel gibi bilgisayar firmaları ile
işbirliği yaparak bilgisayarınızın size değil kendilerine itaat etmesini
hedefliyorlar. Sahipli programlar daha önce de art niyetli
özellikler içermişti, ancak bu plan bunu evrensel yaygınlığa kavuşturuyor.
Temel olarak sahipli yazılımlar, yazılımın ne yaptığını kontrol etmenize,
kaynak kodunu incelemenize ya da değiştirmenize izin vermezler. Zeki
işadamlarının yazılım üzerindeki bu mutlak hakimiyetlerini sizin aleyhinize
kullanmaları için çeşitli yollar geliştirmeleri şaşırtıcı olmasa gerek.
Microsoft, daha önce bunu defalarca yaptı: Windows'un bir sürümü
Microsoft'a sabit diskinizde kurulu tüm yazılımları bildirmek için
tasarlanmıştı; Windows Media Player'ın yakın zamanda çıkan bir
"güvenlik" güncellemesi kullanıcıların yeni bazı kısıtlamaları kabul
etmesini şart koşuyor. Ama Microsoft yalnız değil: KaZaa müzik paylaşma
programı, KaZaa'nın iş ortağının müşterilerine sizin bilgisayarınızın
kullanımını kiralayabilmesine uygun tasarlanmıştı. Bu art niyetli özellikler
çoğu zaman gizlidir, ama bir kez farkettiğiniz zaman da onları ortadan
kaldırmak zordur, çünkü elinizde kaynak kodu yoktur.
Geçmişte bunlar istisnai olaylardı. "Güvenilir bilgi işlem" bunun kaide
haline gelmesini sağlayacaktır. "Hain bilgi işlem" bu sistemler için daha
uygun bir isim, çünkü bu plan bilgisayarınızın sizin emirlerinize
uymamasını sağlamayı hedeflemektedir. Bu sistemler, bilgisayarınızın genel
amaçlı bir makina olmasını engeller ve bilgisayarınızın yapacağı her işlem
için başkalarından izin ister hale gelmesini sağlayabilir.
Teknik olarak hain bilgi işlemin altyapısı, bilgisayarın içinde dijital
bir şifreleme ve imzalama aygıtının olması ve anahtarlarının sizden
saklanmasına dayanır (buna Microsoft'un verdiği isim: "palladium").
Sahipli yazılımlar bu aygıtı hangi programları çalıştırma izniniz
olduğunu, hangi belge ya da bilgilere ulaşma izniniz olduğunu ve bu belge
ve bilgileri hangi programlara aktarma izniniz olduğunu kontrol etmek
için kullanacak. Bu programlar düzenli olarak Internet aracılığıyla yeni
izin verme kuralları indirecek ve size bunu otomatik olarak uygulayacak.
Eğer bilgisayarınızın yeni kuralları periyodik olarak Internet'den
indirmesine izin vermezseniz, bazı işlevleri kullanılamaz hale gelecek.
Elbette, Hollywood ve plak şirketleri hain bilgi işlemi "DRM" (Dijital
Kısıtlamalar Yönetimi) için kullanmayı planlıyor, böylece indirilen video
görüntüleri ve müzik sadece belirlenen tek bir bilgisayarda
izlenebilecek/çalınabilecek. Bu şirketlerden satın alacağınız izinli
dosyaları paylaşmanız tamamen imkansız hale gelecek. Siz, toplum olarak,
dosyalarınızı paylaşabilme özgürlüğüne ve yeteneğine sahip olmalısınız.
(Ben birisinin şifrelenmemiş sürümleri üretmenin, onları gönderme ve
paylaşmanın bir yolunu bulacağını, böylece DRM'nin tam olarak başarılı
olamayacağını tahmin ediyorum, ama bu ümit, planlanan sistem için bir
mazeret olamaz).
Paylaşımı imkansız hale getirmek yeterince kötü, ama daha da kötüsü var:
Aynı sistemi e-posta ve belgeler için de kullanma planları mevcut. Bunun
sonucu olarak iki hafta içinde yok olan bir e-posta ya da sadece belirli
bir şirketin bilgisayarlarında okunabilen belgeler oluşturmak mümkün olacak.
Düşünün ki patronunuzdan riskli olduğunu düşündüğünüz bir şeyi yapmanızı
emreden bir e-posta aldınız; bir ay sonra, yapılan iş geri teptiğinde,
emir altında hareket ettiğinizi göstermek için e-postayı kullanamıyorsunuz.
Uçan mürekkeple yazılan emri "yazılı olarak almak" sizi korumayacak.
Düşünün ki patronunuzdan yasadışı ya da etik olmayan şeyler yapmanızı
isteyen, örneğin şirketinizin denetim raporlarını kağıt öğütücüden
geçirmenizi isteyen ya da ülkeniz için ciddi bir tehdidin kontrolsüz
ilerlemesine izin vermenizi isteyen bir e-posta aldınız. Bugün bunu bir
muhabire gönderebilir ve olayı ortaya çikarabilirsiniz. Hain bilgi işlem
dünyasında, muhabir belgeyi okuyamayacaktır, çünkü bilgisayarı onun
emirlerini dinlemeyecektir. Hain bilgi işlem, yozlaşma için bir cennet
olacaktır.
Microsoft Word gibi kelime işlemciler, rekabet ettikleri başka kelime
işlemciler açamasın diye belgelerinizi kaydederken hain bilgi işlemi
kullanabilirler. Bugün, Word belgelerini okuyan özgür kelime işlemciler
geliştirebilmek için word dosya biçeminin sırlarını uzun süreli deneme
yanılma çabaları ile buluyoruz. Eğer Word, belgenizi kaydederken hain
bilgi işlemi kullanarak şifreleme yaparsa, özgür yazılım topluluğunun o
belgeyi okuyacak bir program geliştirme şansı bile olmayacaktır -
geliştirmeyi başarsak bile, böyle programlar DMCA (Dijital Çağ Telif
Hakkı Yasası) nedeniyle yasaklanabilecektir.
Hain bilgi işlem kullanan programlar, Internet'den sürekli yeni kurallar
indirecek ve otomatik olarak bu kuralları çalışmalarınıza empoze edecektir.
Eğer Microsoft ya da Amerikan hükümeti, yazdığınız bir belgede
söylediklerinizi beğenmezse tüm bilgisayarlara yeni bir talimat göndererek
sizin belgenizi kimsenin okumasına izin vermeyebilir. Yazınız 1984
romanındaki gibi geriye yönelik olarak iz bırakmaksızın kaybolacaktır.
Kendi yazınızı siz bile okuyamayabilirsiniz.
Hain bilgi işlemin yapacağı çirkin eyler hakkında bilgi edinebilir,
bunların ne kadar etkili/önemli olabileceini inceleyebilir ve bunu kabul
edip etmemeye karar verebilirsiniz. Hain bilgi işlemi kabul etmek dar
görüşlü ve aptalca olur ama esas önemli olan nokta, yaptığınızı
düşündüğünüz anlaşmanın durağan olmamasıdır. Bir kez programı kullanmaya
bağımlı hale geldiğiniz anda oltaya takılmış durumdasınız ve onlar bunu
biliyorlar; artık anlaşmayı değiştirebilirler. Bazı uygulamalar otomatik
olarak güncellemelerini indirecek ve bir şeyleri farklı yapmaya başlayacaklar
- ve güncelleme ya da güncellememe seçeneğini size sunmayacaklardır.
Bugün sahipli yazılımlarla kısıtlanmaktan, onları kullanmayarak
kaçınabilirsiniz. GNU/Linux ya da başka bir özgür işletim sistemi
kullanırsanız ve üzerine sahipli programlar kurmaktan kaçınırsanız,
bilgisayarınızın ne yaptığına siz karar verirsiniz. Eğer özgür bir
programın art niyetli bir özelliği varsa, diğer programcılar bunun
farkına vararak düzeltebilir ve siz de programın düzeltilmiş halini
kullanabilirsiniz. Özgür olmayan işletim sistemlerinde de özgür programlar
ve araçlar kullanabilirsiniz; bu size tamamen bir özgürlük sağlamayı
başaramasa da birçok kullanıcı böyle yapıyor.
Hain bilgi işlem özgür işletim sistemlerinin ve özgür uygulamaların
varlığını tehdit ediyor, çünkü özgür sistemleri çalıştırmanız bu yolla
engellenebilir. Hain bilgi işlemin bazı biçimleri, işletim sisteminin
belirli bir şirket tarafından onaylanmış olmasını gerektirecek. Bazı
biçimleri, işletim sistemi üzerinde çalıştıracağınız her programın
işletim sisteminin geliştiricisi tarafından onaylanmasını zorunlu
kılacak. Böyle sistemlerde özgür yazılımları çalıştıramazsınız. Bu
sistemleri bertaraf etme yollarını bulmanız ve başkalarına açıklamanız
ise suç addedilecek.
Amerika'da şimdiden tüm bilgisayarların hain bilgi işlemi desteklemesini
zorunlu kılan ve eski bilgisayarların da internete bağlanmasını engellemeye
yönelik yasa teklifleri bulunuyor. CBDTPA (biz ona Tüket Ama Programlamaya
Çalışma Yasası diyoruz) bunlardan biri. Hain bilgi işlem kanun zoru ile
uygulanmasa bile, kabul görmesi için büyük bir baskı oluşturulabilir.
Bugün insanlar çok çeşitli sorunlara yol açmasına karşın (
http://www.gnu.org/philosopy/no-word-attachments.html) iletişim
için sıkça Word biçimini kullanmakta. Eğer son sürüm Word belgeleri sadece
hain bilgi işlem içeren bilgisayarlar tarafından okunabilir şekile getirilir
ve kullanıcılar salt bireyci bir yaklaşımla hareket ederse, pek çok kişi
hain bilgi işleme geçecektir. Hain bilgi işlemle mücadele edebilmek için
birlik olmalı ve kollektif bir harekette bulunmalıyız.
Hain bilgi işlemi engellemek, organize bir hareket gerektirecek. Sizin
yardımınıza ihtiyacımız var! Electronic Frontier Foundation (
http://www.eff.org/ -- Elektronik Serhat Vakfı) ve Public Knowledge
(
http://www.publicknowledge.org/ -- Kamu Bilgisi) hain
bilgi işleme karşı kampanyalar düzenliyor - tıpkı Free Software Foundation'ın
(Özgür Yazılım Vakfı) sponsorluğunu yaptığı Dijital İfade Projesi
(
http://www.digitalspeech.org/) gibi. Lütfen çalışmalarına
destek olabilmek için bu web sitelerini ziyaret edin.
Intel, IBM, HP/Compaq ya da bilgisayarınızı aldığınız firmanın halkla
ilişkiler bölümlerine "güvenilir"(!) bilgisayar sistemleri almaya
zorlanmak istemediğinizi ve onların bu tür sistemleri üretmemelerini
istediğinizi yazarak da yardımcı olabilirsiniz. Bu eylem tüketici gücünün
baskısını arkamıza almamızı sağlayabilir. Eğer bunu bireysel olarak
yaparsanız, mektuplarınızın birer kopyasını lütfen yukarıdaki kuruluşlara
(
EFF,
PK) gönderin.
Dipnotlar:
GNU Projesi, genel/özel anahtar metodu ile şifreleme ve dijital
imzalama yapılmasını sağlayan GNU Privacy Guard'ı (GNU Mahremiyet
Koruyucusu - GPG) dağıtmaktadır. Bu yazılımı kullanarak özel
e-postalarınızı güvenli şekilde gönderebilirsiniz. GPG'nin hain bilgi
işlemden nasıl farklı olduğunu incelemek, birini faydalı, diğerini ise
tehlikeli yapanın ne olduğunu görmek için yararlıdır.
Birisi GPG kullanarak şifrelenmiş bir belge yolladığında ve siz onu
GPG kullanarak açtığınızda, sonuç olarak elde ettiğiniz şifresiz
belgeyi okuyabilir, yönlendirebilir, kopyalayabilir ve hatta tekrar
şifreleyerek güvenli olarak bir başkasına yollayabilirsiniz. Bir hain
bilgi işlem uygulaması, sizin yazıları ekranda okumanıza izin verir
ama başka işler için şifresiz bir belge üretmenize izin vermez. GPG,
bir özgür yazılım paketi olarak güvenlik özelliklerini kullanıcıların
hizmetine sunar; kullanıcılar GPG'yi kullanırlar. Hain bilgi işlem
kullanıcılara kısıtlamalar empoze etmek için tasarlanmıştır, hain bilgi
işlem kullanıcıları kullanır.
Microsoft, Palladium'u bir güvenlik önlemi olarak pazarlıyor ve
virüslere karşı koruma sağlayacağını iddia ediyor ama bu iddia açık olarak
yanlış. Microsoft Research tarafından Ekim 2002'de yapılan bir sunumda
Palladium'un özelliklerinden birinin, mevcut işletim sistemlerinin ve
uygulamalarının çalışmaya devam edecek olması olduğu belirtildi; bu da
virüslerin bugün tüm yapabildikleri şeyleri yapmaya aynen devam edecekleri
anlamına geliyor.
Microsoft "güvenlik"ten Palladium ile bağlantılı olarak bahsettiğinde,
normalde bu kelimenin karşılığı olan "makinanızı istemediğiniz şeylerden
korumak" anlamında kullanmıyorlar. Sizin, verilerin makinanızda bulunan
kopyalarına, başkalarının istemediği şekillerde ulaşmanızdan korumayı
kastediyorlar. Sunumdaki bir slayt, Palladium'un korumak için
kullanılabileceği çeşitli sır tiplerini listeliyordu. Bunların arasında
"üçüncü kişilerin sırları" ve "kullanıcı sırları" vardı. Ama "kullanıcı
sırları" tırnak içine alınmıştı -- çünkü bu Palladium'un ana tasarım amacı
değildi.
Sunumda güvenlik konusu ile sıkça ilintilendirdiğimiz diğer terimlere de
yer verildi -- "saldırı", "art niyetli kod", "spoofing", "güvenilir".
Hepsine yeni anlamlar yüklenmişti: "Saldırı" birisinin size zarar vermeye
çalıştığı anlamına gelmiyor, müzik kopyalamaya çalıştığınız anlamına geliyor.
"Art niyetli kod", başkalarının istemediği bir işi makinanıza yaptırabilmek
için sizin yüklediğiniz yazılım manasına geliyor. "Spoofing" bir başkasının
sizi kandırmaya çalışması değil, sizin Palladium'u kandırmaya çalışmanız
anlamına geliyor. Ve berdevam...
Palladium geliştiricileri tarafından daha önce verilen bir demeçte
sistemin temel dayanak noktası olarak, her kim bilgiyi geliştirmiş ya da
toplamış ise nasıl kullanacağı konusunda da tam kontrole onun sahip olması
esasının alındığı ifade ediliyor. Bu süregelen etik fikirlerin ve yasal
sistemin bir ihtilal ile alaşağı edilmesi ve bir benzeri daha bulunmayan
bir kontrol sisteminin oluşturulması demektir. Bu sistemlerin kullanımı
ile öngördüğümüz problemler bir kaza eseri değildir; temel amacından
kaynaklanmaktadır. Reddetmemiz gereken şey, kontrolü bizden alıp başkalarına
devreden bu temel amaçtır.