İkiyüzlülük iki parçadan oluşur:

1) Doğru olmayan bir şey söylemek ve

2) karşınızdakini yanlış yönlendirme amacıyla söylemek. Bu iki durum birbirinden bağımsızdır: gerçekten yanılmış olup, karşınızdakini yanlış yönlendirme amacında olmadan yanlış bir bilgi vermiş olabilirsiniz. Aynı şekilde asılsız hiçbir şey söylemeden karşınızdakini yanlış yönlendirebilirsiniz. (İkinci durum genellikle ikiyüzlülükten çok aldatma olarak kabul edilir.)

Diğer taraftan, bunlardan herhangi birini yapmadan da entelektüel ikiyüzlü olabilirsiniz. Bir deney yaptığınızı düşünün, ve sonuçlar çoğu zaman beklediğiniz gibi çıkıyor, bir sefer hariç (muhtemelen ölçümde hata yaptınız). Başkasına anlatırken "Beklediğim gibi çalışıyor, yedi kere doğru sonuç çıktı." diyebilirsiniz.

Bu yanlış değildir ve karşınızdakini bilerek yanlış yönlendiriyor değilsiniz. Gerçekten de beklediğiniz gibi çalıştığına inanıyorsunuz. Ama bu aslında entelektüel ikiyüzlülük: entelektüel dürüstlük, doğru bildiğinize inansanız bile, yanlış olabileceğinizi kanıtlayacak deliller için bin dereden su getirmektir.

Bu tabii ki günlük hayatta uygulanabilir bir standart değil. Bir iş görüşmesinde, işveren adayınız size "İşe zamanında gelebilir misin?" dediğinde, "Evet." deriz, "2003'te elektrikler kesilip, alarmım çalmadığı için uyuyakalmıştım." değil. Kimsenin bunu ikiyüzlülük olarak gördüğünü düşünmüyorum, hatta her zaman entelektüel olarak dürüstlük yapmaya çalışırsanız oldukça tuhaf biri olduğunuz düşünülebilir.

Bilimin standartları daha yüksektir. Sadece siz ve işvereniniz arasında değil, sonraki nesilleri de ilgilendirir. Yanlış olduğunuz iddia edilebilir, ama ileride sizi arayıp deneyinizi tekrar yapmanız istendiğinde orada olmazsanız ne olacak? Bu yüzden entelektüel dürüstlükle yaptığınız tüm deneylerin önceden gösterilmesi gerekir. Başkaları bu sayede atladığınız bir yer olup olmadığını görebilir.

Aaron Swartz

(root)