LKG'nizi demokratik olarak yönetmek hayati önem taşır eğer buna gerçekten inanıyorsanız. Bu ifadeyi, açıklayacağım gibi göründüğünden daha ılımlı bir niyetle kullanıyorum.
LKG politikaları konusundaki hissedilir sorunlar bir komediye dönüşür: Aslında genelde ciddi şeyler yoktur. Görüş ayrılıkları ya teknoloji ile etraflarına mühendislik yaparak (Linux-vari çözüm) veya tarafların birbirlerine paralel çabalamalarını sağlayarak çözülebilir. Dahası, en "demokratik" LKG'ler bile, saat mekanizması gibi, doldurulması gereken konum sayısı kadar aday belirler, bir tek kişi fazla değil.
Bu uygulamalar ile boş işler olarak dalga geçmek cazip gelmektedir ama benim niyetim bu değildir. Daha çok, daha önemli bir konuya dikkat çekmek için değiniyorum: kilit gönüllüleri çekmek ve tutmak grubun başarısı için hayatidir. Bunu sağlayan her şey iyidir. Bazı gruplarda vurgulanan "demokratik" uygulamanın, bağımsız olsun veya olmasın, katılımı teşvik ettiği ve seçilenlere bir statü duygusu, yasallık ve katılım duygusu verdiği görünmektedir. Bunlar iyi şeyler.
Bu yüzden, eğer seçimler ve resmi bir yapılanma kilit katılımcıları çekiyorsa, kullanın bunları. Eğer katılımcıları itiyorsa, bırakın. Eğer sürpriz çekilişler ve garaj satışları insanları getiriyorsa, sürpriz çekilişler ve garaj satışları düzenleyin. Yazılım kadar katılım da LKG'nizin kan damarıdır.
Yukarıda "kilit" gönüllülerden bahsetmemin sebebi, kaçınılmaz olarak, gereken işleri çok az sayıda insanın yapacak olmasıdır. Gönüllü gruplarında işlerin yürüme şeklidir bu. Bir anekdot, savunduğum noktayı daha iyi anlatmaya yardımcı olacaktır. uzun süreli San Francisco PC Kullanıcı Grubu'nun 40 sayfalık aylık dergisinin editör ve dizgicisi görevimin sonuna doğru, dergi yönetimini daha "demokratik" hale getirmem için sürekli sıkıştırılıyordum. Sonunda, klüp başkanına dedim ki, "Şuradaki adamı görüyor musun? Bu Ed, editör grubumdan biri. Ed az önce yeni sayı için oniki makaleyi tashih etti. Yani bence oniki oyu olması lazım." Başkan ve diğer klüp politikacıları onların demokratik ideallerine, çalışma yönelimli yaklaşımımdan rahatsız olmuşlardı: Onlara göre, dizgi yapmak veya tashih yeteneğine veya dergi üretimi için herhangi bir şey yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın, her iki ayaklı editörlükte eşit söz sahibi olmalıydı. Yapmaktan oldukça rahatsız olduğu belli olsa da, başkan konuyu kapattı. İş o noktaya geldiğinde, klübün "demokrasi" damgasından çok işi yapan kişilere ihtiyacı olduğuna karar verdiğini düşündüm.
Ama işimiz tam bitmemişti: Bir ay kadar sonra, gazete politikası ile ilgili konularda oy kullanmaktan başka iş yapmamak niyetindeki (yani gönüllü üretici personele "icrai" emirler verecek) bir "Yayım Komitesi" ile tanıştırıldım. İlk şoku onların tavsiyelerini kibarca dinleyip, kendi bildiğimi her zamanki gibi uyguladığımda yaşadılar. Daha da kötüsü: Ekibimin bir parçası olarak onlara da görev verdim. Neredeyse tamamı anında ilgilerini kaybetti. (Diğer insanlara patronluk taslamak eğlenceli görünmüş olmalı, gerçek iş yapmak değil.)
Konu şu, her şeye oy kullanma dürtüsü, gerekli işi yapma isteğine en iyi ihtimalle dik kalabilir. En kötüsü, ilkinin, ikincisinde diğer insanların performanslarına karışmak için bir mazeret olarak
kullanılabilmesidir.
Toparlamak gerekirse: Sizi mutlu edecek tüm "demokrasi"ye sahip olun ama önemli olan kilit gönüllülerinizi hoş tutmaktır. (Candide'den alıntı, "Bahçelerimizi işlemeliyiz.")
Son olarak, yedeğinizi tasarlayın: Eğer LKG'niz bir öğrenci topluluğu ise ve her sene onaylanmak için bir sürü evrak peşinde koşmak zorundaysa bunun ve diğer tüm hayati işlemlerin belgelenmiş olmasına, böylece yeni LKG yöneticilerinin her şeyi en baştan keşfetmek zorunda kalmamalarına
imkan sağlayın. Olayı sistem mühendisliği sorunu gibi ele alın: hata noktalarını
yok etmeye çalışmaktasınız.
Ve komşu kasabadakiler için işe yarayan size uygun olmayabilir: Sürpriz! Bu bulmacanın çözümleri halen aranmaktadır. Bu yüzden, deneyin ve sizin için neyin işe yaradığını bana iletin, böylece ben de başkalarına iletebileyim. Eğlenceniz bol olsun!